Nijerya’daki Gizemli Gebelik Dolandırıcılıklarının Karanlık Gerçekliği
Toplumun gebe kalma konusundaki baskılarının bunaltıcı olabildiği Nijerya’da, rahatsız edici bir eğilim ortaya çıktı: gizli gebelik dolandırıcılıkları. Yıllarca başarısız gebe kalma girişimlerinden sonra oğlu Hope’un bir mucize olduğuna inanan Chioma adlı bir kadın, kendini rahatsız edici bir durumun içinde bulur. Bir devlet görevlisinin ofisinde kocası Ike’ın yanında otururken, Hope’un ebeveynliği iddiaları konusunda şüpheyle karşı karşıya kalırlar. Çiftin çilesi, bazı kadınların toplumsal beklentiler arasında anne olma hayallerini gerçekleştirmek için gidecekleri mesafeleri vurgular.
Dolandırıcılığın Rahatsız Edici Doğası
Bu dolandırıcılık Nijerya’da, özellikle Anambra eyaletinde ünlendi. Chioma, Ike’ın ailesinin başarılı bir şekilde çocuk sahibi olmak için kendisine uyguladığı yoğun baskıya maruz kaldığını, hatta Ike’ın başka bir kadınla evlenmesi yönündeki taleplerle karşı karşıya kaldığını iddia ediyor. Çaresizliği içinde, meşru olduğunu düşündüğü bir klinikte tedavi görmeye çalıştı ancak savunmasız kadınları sömüren bir ağın parçası olduğu ortaya çıktı.
Anne olmak için can atan birçok kadın, mucizevi doğurganlık tedavileri vaatleriyle bu dolandırıcılıklara çekiliyor. Bu tedaviler yüzlerce dolara mal olabiliyor ve genellikle kadınları hamile olduklarına inandıran şüpheli maddeler içeriyor.
Bu dolandırıcılıkların arkasındaki sözde doktorlar genellikle kadınlara geleneksel tıbbi tesisleri ziyaret etmemeleri talimatını verir ve geleneksel testlerin gebeliklerini tespit edemeyeceğini iddia eder. Doğum zamanı geldiğinde, kurbanlar doğum için gerekli olduğu bahanesiyle pahalı ilaçlar için ödeme yapmaya zorlanır.
Daha Geniş Bir Bağlam
Bu gizemli hamilelik dolandırıcılıklarına yönelik soruşturma, özellikle sosyal medya platformlarında yanlış bilginin geliştiği sıkıntılı bir manzarayı ortaya koyuyor. Güney Afrika ve Karayipler’in bazı bölgeleri de dahil olmak üzere çeşitli bölgelerdeki kadınlar, onları bu dolandırıcıların eline düşürebilecek hamilelikle ilgili yanlış inançlara sahipler.
Nijerya hükümeti bu operasyonlara karşı baskı başlattı. Şubat 2024’te yapılan bir baskın, hamile kadınların iradeleri dışında tutulduğu ve bazılarının bebeklerinin doğduktan sonra satılacağından habersiz olduğu bir kompleksi ortaya çıkardı.
Chioma, kendisi de mağdur olarak davasını savunduktan sonra Hope’u yanında tutmasına izin verilmiş olsa da, durum daha geniş bir sorunu vurguluyor: Kadınların üreme hakları ve uygun sağlık hizmetlerine erişimleri konusundaki tutumlarda önemli değişiklikler yapılmadığı takdirde, bu sömürücü uygulamaların devam etmesi muhtemel.
Sonuç olarak, Nijerya’da ve diğer ülkelerde toplumsal baskılar kadınlar üzerinde ağır bir şekilde etkisini sürdürürken, bu tür yürek parçalayıcı sömürülerin önlenmesinde üreme sağlığı konusunda farkındalık ve eğitimin önemi büyüktür.