Ekim ayında ABD ekonomisinde 12.000 yeni iş yaratıldı; bu sayı, uzmanların yaklaşık 100.000 birimlik artış öngören tahminlerinin oldukça altındaydı. İşsizlik oranı %4,1’de sabit kaldı. Başkan Joe Biden’a göre kasırga ve grev gibi olaylar istihdam büyümesini olumsuz etkiledi ancak Kasım ayında bir iyileşme bekliyor. Biden, “Amerikan ekonomisi güç işaretleri göstermeye devam ediyor” dedi.
Siyasi yelpazenin diğer tarafında ise Donald Trump’ın kampanyası, iş piyasası verilerini sert bir şekilde eleştirdi, bunu bir “felaket” olarak nitelendirdi ve ekonomiye verilen zarardan Kamala Harris’i sorumlu tuttu. Trump destekçilerine göre, başkan yardımcısının ekonomik yaklaşımı sadece bir ay içinde özel sektörde yaklaşık 30.000, imalat sanayinde ise yaklaşık 50.000 kişinin işini kaybetmesine neden olacaktı. Kampanya, çalışan ailelerin Harris-Biden yönetiminin ekonomi politikalarından zarar gördüğünü savundu ve Trump’ın bu ekonomik sorunları ele alıp çözeceği sözünü verdi.
Bu nedenle işgücü piyasasının durumu ABD’deki siyasi tartışmanın merkezinde yer alıyor ve her iki taraf da verileri kendi konumlarını desteklemek için kullanıyor. Mevcut hükümet ekonominin dayanıklılığı konusunda iyimserlik mesajı vermeye çalışırken, muhalefet negatif rakamları uygulanan politikaların başarısızlığının kanıtı olarak öne çıkarıyor.
Bu çalkantılı ortamda, Kasım ayındaki iyileşme öngörülerinin gerçekleşip gerçekleşmeyeceğini veya olumsuz eğilimin ülkede istihdamı etkilemeye devam edip etmeyeceğini anlamak için gelecekteki gelişmeler dikkatle izlenecek. Açıklanan rakamlara verilen tepkiler, istihdam konusunun seçmenler ve onların ekonomik beklentileri açısından ne kadar önemli olduğunu da ortaya koyuyor. Ufukta gelecek seçimler varken, verilerdeki herhangi bir değişikliğin mevcut siyasi dinamikler üzerinde önemli bir etkisi olabilir.